Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gelin ikinci, üçüncü uçak gemilerini de inşa edelim

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gelin ikinci, üçüncü uçak gemilerini de inşa edelim

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gelin ikinci, üçüncü uçak gemilerini de inşa edelim

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tuzla'daki Desan Tersanesi'nde düzenlenen Yeni Deniz Sistemleri Teslim Töreni'nde konuştu. Türkiye’nin dünyada kendi savaş gemisini tasarlayıp üretebilen 10 ülkeden birisi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deniz araçlarımızın silah ve radarları milli ürünlerle donatıldı. Kaybedecek tek bir anımızın olmadığı bilinciyle, çalışıyor, üretiyor, mücadele ediyoruz. Çok daha büyük projeler üzerinde çalışıyoruz, 5 yıl içinde hayata geçirmeyi planlıyoruz” şeklinde konuştu. Öte yandan Erdoğan, 'Deniz araçlarımızın silah ve radarları milli ürünlerle donatıldı. Diyorum ki gelin Anadolu'nun ardından ikinci, üçüncü uçak gemilerini de inşa edelim. Bir üst aşamaya artık geçmemiz gerekiyor' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sürekli daha ileriye gitmek sürekli daha gelişmişini üretmek mecburiyetindeyiz. Elde ettiğimiz her başarıyı bir sonraki adımın öncüsü olarak görüyoruz. Kamu ve özel sektör savunma sanayisi kuruluşlarımızın bu doğrultuda yürüttükleri her proje geleceğimize daha güvenle bakmamızı sağlıyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tuzla'daki "Yeni Deniz Sistemleri Teslim Töreni"nde yaptığı konuşmada, acil müdahale ve dalış eğitim botu, yeni sat botu ve süratli devriye botlarının ülkeye, ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne hayırlı olmasını diledi.

Sistemlerin ülkeye kazandırılmasında emeği geçen tüm kurumları, yüklenici firmaları, işçisinden mühendisine herkesi tebrik eden Erdoğan, "Türkiye, savunma sanayiside kararlı bir şekilde yoluna devam ediyor. Son dönemde sınırlarımız içinde ve dışında elde ettiğimiz pek çok stratejik başarıda savunma sanayisinde kat ettiğimiz mesafenin katkısı bulunuyor. Savunma alanında güçlü ve bağımsız olamayan milletlerin istikballerine güvenle bakabilmeleri mümkün değildir. Milli savunma ve güvenlik ihtiyaçlarımızın karşılanmasıyla uluslararası alanda caydırıcılık oluşturmada teknolojik bağımsızlık her zamankinden daha kritik bir hale gelmiştir." diye konuştu.

Erdoğan, bu anlayışla insan kaynağından teknoloji üretimine kadar geniş bir yelpazede projelerin hayata geçirilmesinde kamu ve özel sektörün hep birlikte çalıştığını söyledi.

Savunma sanayisinin duraklamayı kaldırabilecek bir alan olmadığına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Sürekli daha ileriye gitmek, sürekli daha gelişmişini üretmek mecburiyetindeyiz. Elde ettiğimiz her başarıyı bir sonraki adımın öncüsü olarak görüyoruz. Kamu ve özel sektör savunma sanayisi kuruluşlarımızın bu doğrultuda yürüttükleri her proje geleceğimize daha güvenle bakmamızı sağlıyor. Türkiye, dünyadaki çatışmaların, siyasi krizlerin, çekişmeleri ve gerilimlerin en yoğun yaşandığı coğrafyanın tam da merkezinde yer alıyor. Böylesine kritik bir jeopolitikte ancak her alanda güçlü olabilirsek ayakta kalırız. Yıllarca ülkemizin hak ve hukukunun kolayca göz ardı edilebilmesini gerisinde yeterli siyasi, ekonomik ve teknolojik güce sahip olamayışımız vardı. Bugün Doğu Akdeniz'den Ege'ye, Karadeniz'den Balkanlar, Kafkaslar ve Afrika'ya geniş bir coğrafyada kendi politikalarımızı hayata geçirebiliyorsak sebebi yine siyasi, ekonomik ve teknolojik alanda geldiğimiz seviyedir. Ülkemizin bu nüfuzundan ve gücünden rahatsız olanlar Türkiye'yi eskisi gibi istikrarsızlık batağında özelikle orada mahkum edebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Artık gizlemeye, saklamaya bile gerek duymadıkları bir cüretkarlıkla her türlü askeri, siyasi, ekonomik, sosyal kargaşa, darbe, tuzak yöntemlerini kullanıyorlar."

 

 

"Türkiye'nin tek amacı var; kendisinin ve dostlarının meşru haklarını korumaktır. Yürüttüğümüz mücadelede en büyük güven kaynağımız, Türk Silahlı Kuvvetlerinin üstün teçhizat ve sistemlerle donatılmış olarak sahada yerini almasıdır." diyen Erdoğan, savunma sanayisini dışa bağımlılıktan kurtarmak için verilen emeklerin karşılığını tıpkı bugün olduğu gibi birer birer almaktan memnuniyet duyduklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülkemizin savunma sanayi proje stokunu 62'den 700'ün, proje bütçesini 5,5 milyar dolardan 60 milyar doların üzerine çıkartmamızın gerisinde kendimize olan güvenimiz yatıyor. Yüzde 70'leri aşan yerlilik ve millilik oranı önemli olmakla birlikte maruz kaldığımız açık ve gizli ambargoları düşündüğümüzde henüz yetersiz durumdayız. Hedefimiz kritik hiçbir alanda dışarıdan alıma ihtiyaç duymayacak bir savunma sanayi geliştirme ve üretim altyapısı inşa etmektir. Bu aynı zamanda ülkemizin dünyanın en önde gelen savunma sanayi ihracatçılarından biri haline dönüşmesi demektir."

 

"Şu ana kadar gerçekleştirdiğimiz atılımlar sayesinde bölgesinde oyun kuran, oyun bozan, gelişmeleri yönlendiren bir ülke haline ulaşmamız henüz bir başlangıçtır. Denizcilik, savunma sanayinde en çok projeye sahip olduğumuz ve mesafe katettiğimiz alanlardan biridir. Gemi inşaat sektörümüz, 3 kıtada, 9 ülkeye 130 adet deniz platformunun ihracatını gerçekleştirerek 3 milyar dolarlık ihracata imza attı. İlk milli savaş gemisi projemiz olan MİLGEM kapsamında yüzde yüz yerli tasarım olarak geliştirilip üretilen Heybeliada, Büyükada, Burgazada ve Kınalıada korvetlerimiz denizlerde şanlı bayrağımızı dalgalandırıyor."

 

"Türkiye, dünyada kendi savaş gemisini tasarlayıp üretebilen 10 ülkeden biridir. Ayrıca envanterde bulunan birçok deniz aracımız günün şartlarına uygun olarak son teknolojiler eklenerek modernize edildi. İnşa edilen ve modernize edilen deniz araçlarımızın silah, radar, muhabere ve elektronik sistemleri yerli ve milli ürünlerle donatıldı. Milli füzemiz Atmaca'yı da gemilerimize entegre ederek, platform üretimi yanında kritik silah ve sensörlerin yerlileştirilmesinde de önemli aşama kaydettik. Tüm bu aşamaların tamamlanmasıyla donanmamız dosta güven ve düşmana korku salan duruşunu daha da güçlendirmiştir."

 

"Botlarımızın çoğunu inşası ve donanımı biter bitmez hemen sahaya gönderdik. Gerçekten tasarımlarıyla ve tüm denizdeki kabiliyetleriyle bizim iftihar vesilesi olacak olan bu ürünlerimiz bundan sonrası için sadece ülkemizde değil, yurt dışından da ciddi talepleri alacaktır. Şu anda bazıları Gölcük'te, bazıları Ege ve Akdeniz'de görev halindeler. Görüldüğü gibi kaybedecek tek bir anımızın olmadığı bilinciyle çalışıyor, üretiyor, mücadele ediyoruz. Şimdi çok daha büyük projeler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Donanmamıza ilk defa katılacak 5 büyük projeyi 5 yıl içerisinde hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bu yıl sonunda test ve eğitim gemimiz Ufuk'u hizmete alacağız. Önümüzdeki yıl çok maksatlı amfibi hücum gemimiz Anadolu denizlerimizde göreve çıkacak. Gemi inşaat sektörü burada. Buradan sesleniyorum, diyorum ki, Anadolu'yu inşa ettik, gelin bir de artık şöyle bir, iki veya daha fazla uçak gemisi de inşa edelim. Herhalde yaparız değil mi? Çünkü denizlerde bu caydırıcılığa ihtiyacımız var. Sadece Anadolu yetmez, bu adımı da atmamız lazım.

2022'de yeni tip denizaltılarımızın ilki olan Pirireis filomuza katılacak. 2023'te il sınıfı fırkateynlerinin ilki olan MİLGEM projesinin 5. gemisini denizlerimize yolcu edeceğiz. 2024'te denizde ikmal ve muharebe destek gemisi DİMDEG'i inşallah Deniz Kuvvetlerimize kazandıracağız. Denizaltı teknolojisinde edindiğimiz kabiliyetler ışığında, 2022 yılından sonra her yıl bir tane olmak üzere toplam 6 denizaltımızı devreye alacağız."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hedeflerine ilişkin bilgi verirken de şunları söyledi:

"İHA, SİHA, TİHA yanında insansız ve otonom deniz araçlarının da dahil olduğu kara, hava ve deniz unsurlarımızın müşterek görev icra edeceği bir seviyeye ulaşmaktır. Bunun için denizaltıdan uçak gemilerine kadar tüm muharip deniz platformlarını ileri teknolojiye sahip yerli ve milli silah ve sensör sistemleriyle birlikte geliştiriyoruz. Savunma sanayinde takip eden değil takip edilen, tüketen değil üreten, yeniye öncülük eden bir üst aşamaya artık geçmemiz gerekiyor."

Savunma Sanayii Başkanlığında yürütülün tüm projelerde yer alan Deniz Kuvvetlerini, diğer kurumları, üniversiteleri, özel sektörleri, KOBİ'leri tebrik eden Erdoğan, "Önümüzdeki dönemlerde bu kurumlarımızdan beklentimiz yerli tasarım, inşa ve yerli katkı konusunda askeri gemi inşa sanayimizi çok daha ileriye taşıyacak bir strateji oluşturmalarıdır. Bugüne kadar pek çok başarılarına şahit olduğumuz kurumlarımızın ve özel sektörümüzün bunu da layıkıyla yerine getireceklerine inanıyorum." diye konuştu.